BEBEK RESİMLERİ

Friday, June 15, 2007

İdrar yolu enfeksiyonları


İdrar yolu enfeksiyonları hem erişkinlerde hem de çocuklarda sıktır. Çocukluk döneminde üst solunum yolu enfeksiyonlarından sonra en sık rastlanan enfeksiyonlar idrar yolu enfeksiyonlarıdır.

Yenidoğan dönemi dışında İYE kızlarda erkeklerden daha sık görülür. Bir kısmı belirtisiz seyreder. Okul çağındaki kızlarda %1-2 oranında idrar yolu enfeksiyonu vardır.

İYE oluşmasında kişinin idrar yollarına anatomik (yapısal) bozuklukları ve fonksiyonel bozuklukları önemli rol oynar. Bu bozuklukların başında mesanedeki idrarın üreterlere geri kaçması gelir. (vezikoüreteral reflü) bu geriye kaçış sayesinde bakteriler böbreklere ulaşabilir ve böbrek yetersizliğine yol açabilir.


Vezikoüreteral reflünün kalıtsal bir yönü de vardır. Reflülü çocukların kardeşlerinde % 35 oranında reflü görülür. Reflülü annelerin çocuklarının yarısında reflü görülebilir.

İYE klinik bulgular çocuğun yaşına enfeksiyonun ağırlığına göre değişkenlik gösterir.

Yenidoğan döneminde bulgular yüksek ateş, sarılık, soluk grimsi cilt rengi, emmeme, beslenme bozuklukları, kilo alamama, huzursuzluk gibi herhangi bir başka enfeksiyonda görülen bulgulardır. İdrar yaparken ağlama ya da idrar yapamama gözlenebilir.



Süt çocuklarında da çoğu kez tipik belirtiler yoktur. İştahsızlık, bulantı, kusma, kilo alamama, ishal, kabızlık, solukluk, huzursuzluk, ağlama ateş gibi belirtiler gözlenir.

Büyük çocuklarda ise belirtiler yönlendiricidir. Ateş, bulantı, kusma, karın ağrısı, bel ağrısı, yan ağrısı, idrar yaparken yanma, idrar yapamama, sık idrar yapma ya da idrar kaçırma bulguları görülebilir.

İYE tanısında en yararlı yöntem uygun koşullarda alınmış idrar kültürü olmasına karşın rutin idrar tahlili de yönlendiricidir ve çoğunlukla kullanılır. Zamanında tanınıp, uygun antibiyotiklerle yeterli süre tedavi edilmeyen İYE böbrekte hasara, tansiyon yüksekliğine ve böbrek yetersizliğine neden olabileceğinden uygun tedavi çok önemlidir. Etkin tedavilerle, bir iki gün içinde idrar temiz hale gelir. Ancak tedavi on güne tamamlanmalıdır.

İYE hem belirtisiz seyrettiğinden, hem de sık tekrar ettiğinden hasta en az birkaç yıl yakından izlenmelidir. İdrar yollarının yapısını görmek için mutlaka ultrasonografi, reflü taraması (sondalı film), ilaçlı böbrek filmi(İVP), gerekirse böbreklerin sintigrafisi çekilmelidir.

ÇOCUKLARDA ALT ISLATMA


Çocukluk çağı bir öğrenme sürecidir. Çocukların çiş tutmayı öğrenmeleri de, beyin-sinir sistemi ile idrar torbası arasındaki iletişimin sağlanması, yani beynin idrar torbasına kumanda etmeyi öğrenmesi demektir.

Çiş tutma zamanı

Yapısal (anatomik) bozukluğu olmayan bir çocuk ortalama 2,5 yaşında(1.5-4 yaş) çişini tutmayı, haber vermeyi ve yardımlı yada yardımsız tuvalete çiş yapmayı öğrenir. Bu çocukların büyük bir kısmı gece de çişlerini tutmayı ve sabahleyin uykudan altları kuru olarak uyanmayı becerirler. Mesane dolup gerildiği zaman, sinir sistemi beyine idrar yapma gerektiğini haber verir ve mesanenin dışa açılan kapı sistemi, bilinçli olarak gevşetilerek idrarın dışarı atılmasına izin verilir. Gündüz saatlerinde çişini kontrol etmeyi öğrenen ve alt bezinden kurtulan çocukların bir kısmı gece uyku sırasında çiş yapmaya devam ederler. Alt ıslatma olayı, çişini tutamayıp küçük miktarda kaçırmanın ötesinde idrarın tümünü boşaltmak biçimindedir. Anneleri ertesi sabah iç çamaşırı, pijama ve çarşaflarını hatta şiltelerini ıslak bulurlar. İlkokul çağına kadar kısmen hoşgörülen bu durum, ailenin olduğu kadar çocuğun kendisi için de önemli bir sorun halini alır.

Nedenleri

7 yaşına gelmiş çocukların % 5-10’unda görülen alt ıslatma, haftanın üç veya daha fazla gecesinde ortaya çıkar. Erkek çocuklarda daha sık görülür. Gece işemelerinin bilinen sebepleri arasında şunlar sayılabilir:

  • Ailede fertlerinde daha önce benzer duruma rastlanmış olması,

  • İdrar torbasının yeterince büyümemiş olması, (Bu çocukların gündüz saatlerinde de sık idrara çıktıkları dikkati çeker)

  • İdrar torbasında normalde olmaması gereken, bilinç dışı gelişen kasılmalar,

  • Uykunun derin olması (çocuğun mesanesinin dolması nedeniyle beyne giden habere rağmen uyanamaması)

Tedaviye ne zaman başlanmalı

Alt ıslatma sorunu olan bir çocukta tedavi ancak 5 yaşından sonra düşünülür.

Tedavi planlanan bir çocukta bu problemin gerçek sebebinin doğumsal bir yapı bozukluğu olmadığından emin olmak gerekir. Genellikle bir idrar tahlili ve ultrasonografik inceleme ile idrar iltihabı ve böbrek-idrar torbası yapılarında anatomik bozukluk olmadığı tespit edildikten sonra “alt ıslatma” sorunu tedavi edilmeye çalışılır.

Altını ıslatan çocuğu, yaşı kaç olursa olsun cezalandırarak veya korkutarak vazgeçirmek mümkün değildir. Gece alt ıslatmanın tek bir psikolojik sebebe bağlı olduğunu düşünmek de yanlıştır. Kıskançlık (yeni bir kardeşin gelmesi) veya çocuğun iç dünyasına etki eden ailesel nedenlerin gece işemelerine yol açtığı fikrinin ne kadar doğru olduğu da belli değildir.

Tedavi yöntemleri

Gece işemelerinin tüm sebeplerinin hala tam açıklığa kavuşmamış olduğunu bilerek, günümüzde kullanılan tedavi yollarına bir göz atalım:

1.Çocuğun tedaviye hazırlanması: 5-6 yaş döneminde, çocuk henüz durumunun bir sorun olduğunun farkında değildir. Doktorunuz bunun bir sorun olduğunu çocuğunuza anlatacaktır.

Tedavi hangi türde olursa olsun sonuca varmak uzun sürer, moral bozukluğuna girmeyiniz.

2.Alışkanlıkların gözden geçirilmesi: Gece yatmadan önce sıvı alımının azaltılması ve yatmadan önce idrara çıkılması hep ilk akla gelen tavsiyedir. Ancak bunun dışında, gündüz saatlerinde okul tuvaletlerinin temiz olmaması ve benzer sebeplerle uzun süreler idrarını tutan çocukların bu alışkanlıklarından vazgeçirilmesi de gerekir.Okul sorumluları ile konuşup tuvalet kirliliğine bir çözüm bulmaya çalışınız.

3.Çiş yapma çizelgesi: Daha çok küçük çocukları motive etmek ve alt ıslatma istatistiği elde etmek için kullanılır. Sizin tutacağınız bu çizelgede alt ıslatma olmadığı günler çizelge üzerinde birer sembolle (yıldız veya çiçek resmi gibi) canlandırılarak çocuğun da bu günlerde mükafatlandırılması fayda sağlayacaktır. Aynı çizelge gün içi işemelerde de işlenirse doktounuzun da çocuğun işeme ritmi hakkında fikir sahibi olmasına yarar.

4.Alarm sistemleri: İç çamaşırına veya yatak çarşafı üzerine konan, ıslanmaya duyarlı bir parçası olan ve idrar yapılmaya başladığı an ses uyarısıyla çocuğu uyandıran bu sistemler gece işemelerinde başarıyla kullanılan tedavi yöntemlerinden biridir. İlk günlerde çok yararlı gibi görünmese de 6-8 haftalık tedavi ile sonuç alınabilmektedir. Tesir mekanizması muhtemelen, mesane tam boşaltılmadan çocuğun günler içinde mesanesinin dolması ile uykunun bölünmesi arasında beyinsel bir ilişki kurmasına yaramakta, bir taraftan da ilerleyen günlerde mesane gece kapasitesi artmaktadır.

5.İlaç tedavileri: Gece boyunca böbreklerin idrar oluşturma hızını azaltacak ilaçlar bu amaçla kullanılmaktadır.Ana maddesi Desmopressin olan ve buruna sıkılarak veya ağızdan alınarak kullanılan bu ilaç gece boyunca idrarın daha az salgılanarak mesanenin dolma zamanını uzatır. Çocukların en az %70’inde iyi sonuç verir. İlaç kesildikten sonra gece işemelerinin tekrarlayabilir. Tekrar kullanılabilir, ancak doktor kontrolü altında almak gerekir.

İmipramin içeren ilaçlar da bu tedavi için tavsiye edilebilir.Buna doktorunuz karar verir.

Tedavi yöntemlerini tek tek uygulama dışında, zor cevap alınan çocuklarda kombine edilerek kullanılması veya yöntem değiştirerek her aşamada bir tanesinin kullanılması gibi yaklaşımlar bazen daha çabuk sonuç verir. Gece işemeleri tedaviye rağmen tekrarlayabilir, sabırla yeniden ele alınır ve her çocuk sonunda sabah altı ıslak kalkma derdinden kurtulur. Erişkin yaşta gece işemeleri devam eden insan yok denecek kadar azdır.

Thursday, June 14, 2007

ORTA KULAK İLTİHABI


(OTİTİS MEDİA)
Otitis media (OM) çocuklarda en sık görülen bakteriyel enfeksiyondur. Kendiliğinden iyileşen bir doğası vardır. Buna rağmen çok sık görülmesi nedeniyle ciddi bir sağlık sorunu oluşturmaktadır. Tüm dünyada çocukluk çağının en sık bakteriyel enfeksiyonunu oluşturur. % 85-90 oranında çocukluk çağında rastlanan bir hastalıktır. Her 10 sağlıklı çocuğun bir yaşına kadar en az üçü, iki yaşına kadar altısı, üç yaşına kadar yedisi, en az bir kere ortakulak iltihabı geçirir.




Orta kulak iltihabı, hasta olduğu düşünülerek doktora götürülen çocuklara en sık konulan tanılardan biridir .
Orta kulak iltihabı, aynı zamanda çocukluk çağında en sık karşımıza çıkan duyma kaybının nedenidir.Orta kulak iltihabı,tek bir kulakta olabileceği gibi her iki kulakta da gelişebilir.Bazı çocuklar üst üste, hatta bir yıl içerisinde bir çok kez orta kulak iltihabı geçirebilir.Orta kulak iltihabına genellikle bahar ve kış aylarında rastlanır.
OM genellikle burun boşluğundan başlayan ve tüm üst solunum yollarını, östaki borusunu, ve ortakulağı döşeyen zarlarda şişlik ile kendisini gösterir.


Östaki borusu, orta kulak ile boğazın üst kısmını birbiri ile birleştiren, açılıp kapanarak orta kulaktaki havayı temizleyen ve orta kulak içindeki basınç ile kişinin içinde bulunduğu ortamdaki hava basıncını eşitleyen bir kanaldır.Östaki borusu, her hangi bir nedenle şişerek tıkanacak olursa (soğuk algınlığı, alerji vb. nedenlerle), orta kulak içinde normalde az miktarda salgılanan sıvı birikmeye başlayacak ve aslında hava ile dolu olması gereken orta kulak boşluğunun sıvı ile dolmasına yol açacaktır. Bu durumda biriken sıvıda kolaylıkla mikrop oluşabilir. Mikrop oluşturan etkenler, genellikle burun ya da boğazdan içeri girerek ve östaki borusu boyunca yukarıya doğru ilerleyerek orta kulağa erişen virüsler ya da bakterilerdir.
Orta kulak sıvı birikimi sonucunda ve bu bölgeye ulaşan bakterilerin etkisi ile orta kulaktaki sıvı, sarımsı beyaz bir renk alır, kulak zarının ve kulak kemikçiklerinin hareketini bozar ve buna bağlı olarak duyma bozulur. Ancak duymanın bozulması için sadece sıvı birikimi de yeterli olabilir.Enfeksiyon kötüleştikçe, çocuk hasta görünmeye ve kulak ağrısından yakınmaya başlar.Bazen sıvı o kadar artar ki, kulak zarı basınca dayanamayarak yırtılır.

Orta kulakta biriken sıvı mikrop kapsın ya da kapmasın, hastanın duymasında problem oluşturur.Duyma bozukluğu, bebeğin yeni sözcükler öğrenmesini engelleyerek konuşmasında gecikmeye yol açabilir.Daha büyük çocuklarda öğretmenini duymamasına bağlı okul başarısızlıkları ile kendini gösterebilir.Ayrıca biriken sıvının mikrop kapması halinde,enfeksiyon kafa içindeki komşu yapılara sıçrayabilir.
Çocukların savunma sistemi sürekli gelişim halindedir ve sık sık henüz savaşmayı tam olarak bilemediği mikroplarla karşılaşmaktadır. Bu yüzden çocuklar,orta kulak iltihabını daha sık geçirirler. Ayrıca, çocukların östaki boruları erişkinlere göre daha kısa ve düzdür . Bu, etkenlerin kolaylıkla orta kulağa erişmesini sağlar.Bebekler ve süt çocukları ise, östaki borusunun darlığı nedeni ile diğer yaşlardaki çocuklara oranla daha sık orta kulak enfeksiyonu geçirir.Östaki borusu, çocuk ancak 4-6 yaşlarına ulaştığı zaman yeterli genişliğe ulaşır.

Orta kulak iltihabının en önemli belirtisi, hiç kuşkusuz kulak ağrısıdır. Ateş, genellikle kulak ağrısına eşlik eder.Ancak çocuklar ve özellikle de bebekler ,konuşma yetenekleri tam gelişmediği için size problemlerini anlatamayacaklardır.Bu durumda huzursuzluk, ağlama, ateş,uyku bozukluğu,sürekli kulaklarını çekiştirmek ya da sürtmek, kulaktan dışarı sıvı akması, alçak seslere yanıt vermeme ya da çevreye ilgisizlik, televizyonu ya da radyoyu yakından dinleme gibi belirtiler yol gösterici olabilir.Yeterli tedavi ile bu duyma kusuru geçici bir dönem sürerken, yetersiz ve eksik tedavi duyma kaybının sürekli olmasına yol açabilir.
Anne sütü ile beslenme ve emzirmenin bebekleri kulak enfeksiyonuna karşı koruduğu bilinmektedir.Eğer bebeğinizi biberonla besliyorsanız, bebeğin başını göğüs hizasından daha yukarıda tutun.Bebeği yatar pozisyonda beslemeyin. Bu yolla sıvı orta kulağa doğru kaymak yerine bebeğin boğazından aşağı kayacaktır.

Sigara içiminin kulak enfeksiyonlarına eğilimi artırdığı kanıtlanmıştır. Bu nedenle, tüm çocukları sigara içen kişilerden uzak tutun.
Çocukları soğuk algınlığı olan kişilerden uzak tutun.
Eğer orta kulakta sıvı birikmesinden ya da enfeksiyon varlığından şüpheleniyorsanız, çocuğunuzu mutlaka doktorunuza götürmeniz gerekir.Doktorunuz, çocuğunuzun kulağına otoskop adı verilen özel bir ışık kaynağı ile bakar.Bu orta kulak iltihabının en basit tanı yöntemidir.